(25 Ekim-2 Kasım 1989)

Köker’in 32 heykel çalışması sergilenmiştir.

“Rabia güçlü ve başarılı bir kadındır… Başarılı kadınlar ilişkilerini seçerken hangi ilişkiden güç aldıklarını kendileri bilir ve bu ilişkiler içinde bir doğru vardır: Risk almak ve talep etmek. Bütün başarılı kadınlar birbirine benzer. Güçlü kadınların hayattan, kendilerinden ve ilişkilerinden talepleri vardır. Bu talebe göre hayatları şekil alır.

Rabia sanatla, sanatçıyla, toplumla ilgili talepleri olan bir galerici olduğu için –her şeye rağmen– 40 yıla varan bir galeriyi başarıyla devam ettirmektedir. Talebi olan kadınların tutkuları çok canlıdır. Bir tutku yolunda her şeyi göze alırlar; bazen yakınlarına karşı itaatkâr olurlar, ama bazen de tutkularına ve taleplerine tehlike olarak gördükleri ilişkileri yok sayabilirler.

Rabia’nın sanata ve sanatçılara bakış açısı bir annenin çocuklarıyla olan ilişkisi gibidir. Onun gayesi sanatsal bir dialog kurulmasıydı. Galeride akşamüstü toplantılarında söyleyecek sözü olan usta sanatçıları genç sanatçılarla sanatsal konuşmalar çatısı altında karşılaştırdı. Sezer Tansuğ, Ömer Uluç, Adnan Çoker ve birçoklarıyla ben orada tanışmıştım. Birkaçıyla çok yakın ilişkiler kurdum.

Gençlerin sanatsal bir ortamda bulunarak etkilenmeleri ona her zaman zevk verirdi. Bu onun sevecen haline otoriter bir tavır da eklerdi. Ya da ben onu öyle algılardım. Hem çekindiğiniz hem de sevdiğiniz bir kimlik; otoriter bir anne gibi. Rabia sanatçılar için böyleydi.

Çocuklar büyüyünce yuvadan uçarlar, şükran duygusunu çok sonra yaşlanınca kazanırlar. Bu da annelere zor gelir. Belki Rabia da bazen buna benzer duygular hissetmiştir. Güçlü kadınların en önemli özelliği yollarına hiçbir şey olmamış gibi devam etmeleridir. Hayal kırıklığı yaşarlar ama bu duygu onları yollarından alıkoymaz. Kadınlara ait gücün ve otoritenin matematiksel bir ölçüsü yoktur; ödüllerle, parayla, koltuk sahibi olmakla veya ünlenmekle ölçülemez, çünkü bunlar geçicidir. Bunun ölçüsü sembolik değerlerle olur. Diğer kadınlarla uzun vadeli ve dayanışmalı dostluklar gibi. Rabia bunu çok iyi bilir ve sanatçı kadın arkadaşlarıyla olan ilişkileri senelerdir sürmektedir. Ben bu grup içinde Candeğer Furtun, Seyhan Topuz, Bilge Alkor’la tanıştım ve bu arkadaşlara İstanbul’da az bulunmama rağmen hâlâ en içten duygularla bağlıyım.

Güçlü kadın olmanın ölçüsü her şeyden ve herkesten bağımsız olmak da değildir. Aksine isteyerek ve bilinçli olarak başka kadın otoritelerle bağ kurmaktır; güçlü kadın budur. Rabia bu ilişkilerine özveriyle sahip çıkar. Güçlü kadınlar kendi konularında bir ilk olmaktan korkmazlar ve risk alırlar.

MSG enstalasyon, video gibi kavramsal sanat sergilerini açan ilk galerilerden biridir. Bu da Rabia Çapa’nın sağlam bir diyalog içinde danışmanlık alabileceği ya da etkileneceği ileri görüşlü kişilerle güçlü ilişkiler kurduğunu ve bu ilişkilerin güven duygusuyla bağlandığını gösterir. Sanırım, Rabia kendinden daha güçlü birinin etkisinde kalmaktan korkmaz. Tam aksine ona hayranlığını ve şükran duygusunu defalarca dile getirir. Bunları onu çok iyi tanıdığım için yazmıyorum, ama birlikte olduğumuz zamanlarda etkisi altında kaldığı dostlarından ve artık hayatta olmayan büyük ustalardan nasıl bir şükran duygusuyla ve hayranlıkla bahsettiğine defalarca tanık oldum. Güçlü kadınlar etki altında kalmaktan korkmazlar.

Şimdilerde yeni yeni genç sanatçı grup sergileri ve yarışmaları müzelerde, galerilerde açılıyor.

Halbuki Rabia Çapa daha 1996’da MSG’nin 20. yılını kutlarken söyle diyordu: ‘Gençlik yeni bir nefes, yepyeni bir enerji ve ne yapacaklarını göstermeleri açısından iyi bir fırsat. Sergilerin içinde iyisi de kötüsü de olabilir, bence bu mühim değil. Mühim olan, onların neler yapacakları ve onları hep beraber görmemiz, yaşamamız. Bu on altı genç içinden yarının sanatçılarını yakalayabilirsek ne mutlu. Bu arada galeriye yirmi yıldır katkıda bulunan sanatçılara, izleyicilere ve destek veren kuruluşlara çok teşekkür ediyorum.’

Güçlü kadın teşekkür etmesini bilen kadındır.
Rabia iyi ki varsın. İyi ki yaşamında bu konuyu seçmişsin. İyi ki seni tanımışım. Teşekkürler Rabia!”

Azade Köker (03.05.2016)