“Güllerim Tahayyüllerim”
(10 Şubat-21 Mart 1998)
Karamustafa enstalasyonu MSG’nin bahçesinden başlayarak galeri mekânına şiirlerden kafiyeler ve galerinin nişine kendi çocukluk fotoğrafını yerleştirerek gerçekleştirmiştir.
Sergi hakkında yazılar:
- Ahu Antmen, “Biter Gider Geçer Uçar Günler”, Cumhuriyet gazetesi, 21 Şubat 1998.
- Anonim, “Bir Çocukluk Fotoğrafının ve Kafiyelerin İzinde…”, Vizon dergisi, Şubat 1998.
“MSG’nin Türkiye sanatında çok onurlu bir konumu var. Hiçbir alanda sürekliliğe önem verilmeyen bir ülkede sanat alanında sürekliliği temsil ediyor ve bunu ısrarla, pek çok zorluğa göğüs gererek gerçekleştiriyor. Galerinin 40 sene sonra kapılarını kapatma kararı ne sebeple olursa olsun beni üzüyor, ama bunun da bir mantığı ve sebebi vardır diye düşünüyorum. Bütün bu süre içinde yaptıklarını düşündüğümüzde bütün bunların gerçekten çok büyük bir hizmet olduğunu ve Türk Sanatı’na çok büyük bir katkı oluşturduğunu görürüz. MSG’nin açılışından bu yana çalıştığı sanatçıların listesine şöyle bir göz attığımızda; kimlerle ne şekilde çalıştığı, nasıl bir iz sürdüğü ve sanat tarihi belleğinde nasıl bir kayıt oluşturduğu, bu misyonun ne kadar ciddi ele alındığını gösterir. MSG ve Rabia bir bütündür. Açılan her serginin gizli bir köşesinde onun kendine özgü mührünü görürsünüz. Mekânda yer alan hiçbir sergiyi yalnız bırakmamıştır, onun uzantısı olan ev sahipliğini zerafetle gerçekleştirmiş, buluşma ortamını ve tartışma alanını hep canlı tutmuştur. Ben Maçka’da en güzel sergilerimden birini açtım. Benim için bireysel malzememi ve anılarımı ortaya koyan değerli bir sergiydi. Mekân bu sergiyi çok iyi taşıdı. Burası bana göre bazılarının iddia ettiği gibi yönlendirici değil, nötr bir mekân. İsteyen son derece yalın bir şekilde kullanabilir; duvarlar var ve isteyen yaptığını bu duvarlara asarak sergileyebilir. Aynı zamanda burayı sanatçıya yol gösteren bir mekân olarak da değerlendirebiliriz. Çünkü bazen çağırdığı şeyler vardır. Sarkis’in ‘Çaylak Sokak’ sergisinde olduğu gibi. Benim sergimde ise bu mekân bir anı kazıdı ve onu ortaya koydu. Bu anı alana beklemediğim kadar iyi yerleşti. Dolayısıyla onun ortaya çıkmasına neden olan bu mekâna ve onu sarmalayan dostluk ortamına çok şey borçluyum.”
Gülsün Karamustafa (31.01.2016)