Kezban Arca Batıbeki- 2003 - 2004
“Kafes”
(13 Ocak-21 Şubat 2004)
Sergi, Batıbeki’nin mekâna yerleştirdiği büyük boyutlu bir kafesten ve üç boyutlu tuvallerden oluşmuştur.
Katalog: Ali Akay’ın metniyle.
Sergi- hakkında yazılar:
- Anonim, “Sanatseverler ‘Kafes’e Girecek”, Sabah gazetesi, 18 Ocak 2004.
- Anonim, “Bu Serginin Teması Kafes”, Hürriyet gazetesi, 9 Ocak 2004.
- Tuba Akyol, “Kafesler, Bebekler, Kutular, Oyuncaklar... Ev Tımarhane Gibi”, Milliyet gazetesi, 11 Ocak 2004.
“Ben üniversitedeyken MSG İstanbul’daki bir avuç sanat galerisinin en önemlilerindendi. Dönemin önemli sanatçılarının sergilerinin çoğu orada açılırdı, kaçırmamaya çalışırdık. Standart galeri mimarisinin çok ötesinde, ilginç ve farklı mekân tasarımıyla galeri dünyasında bir ilktir. Bu mekânda işlerinizi sadece sergileyemezsiniz; mekânla bütünleşmeniz, mekânı anlamanız ve yorumlamanız da beklenir sizden. Bu nedenle sanatçı için zordur, mekânla yarışır, onu baskı altına almaya çalışırsınız. Rabia Çapa’yla yollarımız 2004 yılında gerçekleştirdiğimiz “KAFES” Sergisiyle kesişti. Sadece yerleştirmeden oluşan bir sergi yapmak istiyordum. 2000’lerde bu tür sergilere, satış kaygısı nedeniyle galeriler pek sıcak bakmazdı. Rabia Hanım bayıldı projeye. Sonra da mekânı yenme oyunu başladı. Çok zevkli bir süreçti. Tüm galeriyi, o dönemde sanatta kullanılmayan bir malzemeyle kapladım. O soğuk görünümlü, seramik galeriyi, üzerinde masmavi bir gökyüzü olan bir çayıra dönüştürdüm. Kafes’im de tam ortada, uçsuz bucaksız bir dünyada bile kendinizi tutsak edebileceğinizi vurgularken, duvarlardaki gökyüzünün altından belli belirsiz seçilen 10’luk kare seramikler de bizi çevreleyen görünmez duvarları simgeliyordu. Her köşeden bir sürpriz çıkıyordu. Pano, fotoğraf ve yerleştirmeden oluşan çok başarılı bir sergi oldu, çok da ilgi gördü. Rabia Çapa her sanatçıdan, sergiyi temsil eden bir de giysi tasarlamasını ister. Aslında ben Rabia Çapa’nın da bir sanatçı olduğunu düşünüyorum. ‘Contemporary Art’ın adı henüz anılmazken o; kendisi ‘Contemporary’ olan bir galeri mekânı yaratabilmiş öngörülü biridir. Sanatçıya baskın bir mekân yaratmasının yanı sıra, bu önlüklerden her birini giyerek fotoğraflanması ve bu serinin kataloğunu yapması bile bir çeşit performans sanatçılığına işaret etmiyor mu? MSG’nin 40. yılını kutluyorum.”
Kezban Arca Batıbeki (14.04.2016)