Halit Demirel’in Maçka Sanat Galerisi’ndeki "içe" başlıklı sergisi, izleyiciyi ruhun esrarengiz manzaralarında tarifi zor bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuk bireyi uçsuz
bucaksız, büyüklük sevdasında, bunaltıcı ve karmaşık görünen bir dünyada, öze, kişisel ve içe dönük olana odaklanma eylemiyle, bireysellik, kimlik ve benliğin daha geniş bir
bağlamdaki önemi üzerine düşünmeye davet ediyor.

Eserlerdeki siyah tonlarının su ve beyaz kâğıt ile buluşmasından oluşan ışık ve gölge oyunları insan ruhunun karmaşıklığını yansıtırken, ışık ve gölgenin birbirine karıştığı,
izleyicilere kendi duygularının derinliklerini keşfetme şansı sunuyor. Işığın gölgesiz var olamayacağı gibi, her şeyin zıttıyla anlam kazandığı, içsel benliklerimizin de bilinç ve
bilinçaltımızın, bilinen ve gizemli olanın karmaşık bir etkileşimi olduğunu hatırlatıyor.

Halit Demirel’in çalışmalarındaki içe doğru yönelen sonsuzluk arayışı adeta evrenin insanın içindeki yansımasının izdüşümünün arayışıdır. Gelenekselin çağdaş bir dil ve içe
dokunan bir duyarlılıkla yeniden ele alınmasındaki amaç insan varoluşunun derinliklerini araştırma çabasıdır. İzleyicileri gerçekliğin sınırlarını sorgulamaya teşvik eden Halit Demirel, onları hem evrenin hem de insanın gizemli ve esrarengiz yönlerini araştırmaya yönlendirirken Maçka Sanat Galerisi’nin duvarına özel olarak uyguladığı performatif yerleştirmesiyle de tarih ve sanat tarihinin belleğinde bir yolculuğa davet ediyor.